4 Eylül 2009 Cuma

Made in Japan



This project was held in Mukogawa University, Osaka, Japan which I spent seven week as an exchange student with the scholarship from the university. The intention was to catch the urban analysis of the manmade island and creating "a lifestyle" for the specified area. Beside the fundamental needs; the goal was to create the relationship between the water and people, develop the urban space where several activities and the Japanese festivals take place in different times. Several parks for recreation, waterfront houses and retail buildings, various sized patios and altering perspectives from different points for perceiving the city are provided.


6 Ağustos 2009 Perşembe

Proje Sonrası


Bir ay süren projemizin sonuna gelmişken hissettiklerimiz çok farklıydı; bir yanda bulunduğumuz yeri anlamaya çalışırken hissettiğimiz yoğun duygular, şaşkınlıklar, bir yanda artık alıştığımız, bize unutmaya yüz tuttuğumuz bazı insani duyguları tekrar hatırlatan arkadaşlardan ayrılmak istememe arzusu , bir yanda hiç alışkın olmadığımız şekilde yürüyen, maket çalışmalarının daha önemli olduğu bir proje sürecinin sonuna dolu dolu yaklaşma sevinci ve hafifte telaşı.

Proje konumuz; bulunduğumuz civardaki bir istasyon binasının renovasyonu ve çatısı için membran tasarımıydı. Projenin ilk haftasında yapılan dersler, tamamen öğrencinin konuya alışmasını sağlayan, gözünü biraz daha açan, projede nelere dikkat etmesi gerektiğini açık açık ortaya koyan cinsten. Mesela projede dikkat etmemiz gereken konular arasında kalabalığın hareketi, mekanın boşaltılma süresi için insan yürüyüş hızı, bir metrekareye düşen insan sayısı vardı. Uygulamalar öncelikle okulda öğrenciler arasında gerçekleştirildi daha sonra istasyona giderek insanların buradaki durumu incelendi, istasyon görevlilerinin ihtiyaçları dinlendi. Yani her şey gerçeğine uygun şekilde ilerlerken varsayımlara yer yoktu. Projede birinci problem çatı tasarımı olduğu için membran örneği görmeye gittik ve fabrikadan gelen kişilerin verdiği dersle malzemeyi tanıdık. Bütün bu dersler proje öncesinde öğrenciyi dolduran şeyler.

Hazırlık aşamalarından sonra maket üzerinde çalışmalar yaptık. Bizim buraya gelmeden önce hazırlanmış olmamız, başka bir yerde proje yapacak olmanın verdiği heyecanla motivasyonumuzu hep en üstte tutarak işe sarılmamız Japon arkadaşlarımızdan biraz daha hızlı olmamızı sağladı. Teslim öncesinde ufak tefek tatlı sıkıntılar yaşasak da bütün sorumluluğumuzu yerine getirdik. Öğrencinin dinlendiği, projenin beğenilen yerlerinin hiç çekinmeden dile getirildiği, saygı aramak zorunda kalmadığımız bir jüriydi.

Şimdi de projeyi elimizden geldiğince yapmış olmanın rahatlığı ve duyduğumuz bir çift güzel sözün gururuyla beş günlük Tokyo gezisinin de sonuna geldik. Yarın sabah da özlediğimiz her şeye kavuşmak için uzun bir yolculuk bizi bekliyor.

Proje çalışmalarından birkaç fotograf;

istasyon incelemesi;





altlık hazırlama;




















1 Ağustos 2009 Cumartesi

ve projenın sonu...















1 aylık proje donemımız sonucunda bıraz yorgun bıraz saskın ama sonuc olarak kendımızden emın bır proje teslım ettık...gosterdıgımız cabaları aldıgımızı umuyorum...ve bır ay kımı zman yogun kımı zaman telaslı kımı zaman japon arkadaslarımızın bızlerle paylastıgı neselı dakıkalarla gectı...burda olmak onlarla bırlıkte proje almak bıze projemızın otesınde guzel bır tecrube kazandırdı...gusel gecen ve bıten gunlerın ardından artık tokyo ya gıtme vaktı...sanırım bunu hakkettık:)

projemın 1 aylık surece boyunca ılerleme seklı ıse soyle...

fujiyamalara gönderme proje



merhaba!
şu son 2 haftamız projelerimizle geçti. İlk hafta yetiştirme telaşı ardından ikinci hafta jüri telaşı başladı. Aslında telaş demek burada çok yanlış olur. Çünkü hiçbirimiz bu kadar neşeli bir teslim dönemi görmemiştik buraya gelinceye kadar. İlk günler sabah 8 akşam 7 ye kadar süren çalışma saatlerimiz sabah 6 akşam 10'a kadar uzadı.
İlk çizimler (tabii elde çizildi) sonra maketler. Her zaman farklı gelen çalışma şekilleri yine farklıydı. İlk başta en önemli olan 200 ölçek maketlerini sonra çizimlerini en son da 1000 maketi yaptılar (en azından benim çevremde oturanlar diyebilirim).
Hep gözümde büyüyen 2 tane A1 boyutundanki maketleri nasıl bitirebildim hala bilmiyorum.
En son salı günü teslimi koşturarak yaptık gerçekten çok komik bir sahneydi stüdyoda gayet normal bir şekilde işleriyle uğraşan insanlar saatin 19:58 olmasıyla environmental studio ya koşmaya başladı. Ben de eksik bir şey olmamasına rağmen ortamın heyecanına kaptırıp koşuşturur buldum kendimi. Ohh bitti dedim.
İki kere sunum yaptık. İlki Türk Kültür Enstitüsü açılışındaydı. Pek heyecanlandım. Bütün cho (mütevelli, rektör, dekan vb.) orda olduğu için. Biraz Murat Sensei ye vakit bırakamadım çevirmesi için ama genel olarak fena değildi.
Ertesi gün esas jüride dışarıdan gelen mimar Muraji vardı. Projemi dans ederek eleştirmesi gerçekten bir ilkti benim için. Eğlenceli geçti. Okazaki Sensei'nin yorumları da dans ederek olmasa da espriliydi.
Ne kadar çabuk geçti. Aslında bu kadar kısa değildi ama kelimelerle boğmak da pek eğlenceli olmaz.

Sayamaike Museum


Sabahtan başlayan yağmur tüm gün bizi takip etmesine rağmen dağ tepe dinlemeden Sayamaike Museum'a gittik.Giderken birkaç zorluk yaşadık. Ama gittiğimizde geldiğimize değdi dedirticek bir bina ile karşılaştık.

Bir süre müzenin içini gezdikten sonra Japon arkadaşlarımızla bir öğle yemeği ve ardından bol fotoğraf çekimleri için binanın dışına çıktık.




Su gösterisinin başlamış olması binayı olduğundan bir kat daha şov hale getirdi.

23 Temmuz 2009 Perşembe

bir ay sonunda


1 ayi geride biraktigimiz Japonya gunlerinde su an tum ogrenciler teslim psikolojisine girmis vaziyette. Gectigimiz pazar gunu yaptigimiz Kobe ve Osaka (Ando binalari her yerde) gezisinden sonra tatli bir telasa burunmus vaziyetteyiz. 3. siniflarin cumartesi, 4. siniflarin da sali gunu teslimleri var. Isikli masalarda teker teker yaptigimiz cizimlerimizi, beyaz kutu maketlerimiz takip edecek ve juriye anlimizin akiyla cikacagiz.
Teslim sonrasinda da gorulecek bir kac bina kaliyor, (biraz daha Ando) her seyi sirasiyla halletmeyi umuyoruz. Bu hafta icinde Tokyo'ya alacagimiz shinkansen (tren) biletlerimiz bizi heyecanlandiriyor. Tatli ve mistik tesaduflerle bezeli Japonya seruvenimizin kalan gunlerinin tadini cikarmayi can-i gonulden diliyoruz.

17 Temmuz 2009 Cuma


Tatli bir Japonez sarkisi icin tiklayiniz.

12 Temmuz 2009 Pazar

bir pazar günü

merhaba!

Bir pazar gününü nasıl değerlendirebiliriz diye düşündük. Sonra sevgili La'nın aklına bir müze ziyareti geldi. Bir sürü bina görmek yeni şeyler keşfetmek içimizde sönmeyen bir meşale adeta.

The National Museum of Art, Osaka bugünkü gezimizin başlangıç ve merkez noktasıydı. Sabahleyin erkenden uyanıp omletli reçelli kahvaltımızı ettikten sonra yola koyulduk. Sanki Japonca biliyormuşcasına yaklaşık 45 dakikada müzeye vardık. Müzede yerel sanatçıların sergilerinin yanı sıra Louvre müzesiyle ortak düzenlenen L'enfant dans le Collections du Musée du Louvre adlı sergi vardı.
İlk Louvre sergisini gezdik ve Louvre müzesinin koleksiyonunda varolan çocuk temalı resim ve heykelleri gördük. Bir şekilde yabancı olmadığımız bir sergiydi fakat tabii Japonlar için önemli özelliklere dahipti. Mesela Antik Mısır'dan çocuk mumyaları vardı, bu da Japonya'da bir ilkmiş.

Ardından yerel olan yani Japonlar'ın sergilerini gezmeye başladık. Keio Üniversitesi'nin 150. yılını kutlamak amacıyla yapılan bu sergide eski öğrenci ve öğretmenlerden 3 kişinin üniversite zamanları ve ünlü olduktan sonraki eserlerini vardı. Aynı zamanda hem şair hem ressam hem bir sürü şey olan bu üçlü Japonya'ya Dadaizm akımını getirmiş ve yaşatmışlar.

Son olarak Miwa Yanagi'nin Po-Po Nyangnyang sergisini gezdik. Fotograflar çarpıcıydı. Ama fotograflar kadar ilgi çekense onların açıklamalarıydı. Bence serginin en can alıcı yanı o yazılardı.

Eveeet sergi bitti ve biz çıktık. Namba'da Midosuji Avenue'de gezmeye başladık. Güzel department storelar keşfedip buraya tekrar gelme sözü verip oradan Umeda Station'a geçtik. Buraya gitmemizdeki ilk amaç yurda geri dönmekti. Bunun yanında okuldaki arkadaşlarımızın söylediği kitapçıyı bulmak istedik. Çünkü bir türlü ingilizce kitap bulamamaktan yakınıyorduk. İlk kitapçıyı gördüğümüzde burdan mı bahsediyorlar diye bir hayal kırıklığı oluştu. İçine girdiğimizde tam anlamıyla şok olduk. Bir metro istasyonunda böylesine büyük bir kitapçı beklemiyorduk. Öyle büyük ki ingilizce kitapların yerini sorduğumuzda bize dükkanın planını verdiler. Dört bir yandan saldırarak kitap baktık. Aşık olduk diyebiliriz ne arıyorsak bulduk.

işte böyle uzun, güzel ve yorucu bir gündü.
eğer sorarsanız her gününüz böyle 'ponçik' mi geçiyor diye; evet!
buarada bugün için gezi arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Kyoto Üniversitesi

Öğle yemeği

Aksam yemeği

Kafur ağacı-üniversite sembolü
Eski Dostlar.. Maeda-Kutsuki-Murat Sensei

10 Temmuz 2009 Cuma

Kyoto

8 Temmuz 2009 her birimiz icin cok eglenceli, matrak, guzeller guzeli, kulturel ve duygusal anlamda cok doyurucu bir Kyoto gunuydu.



7 Temmuz 2009 Salı

proje


real feel'i 35 derece olan nemli sicaklarda yapay bir adanin bir kisminin kentsel duzenlemesinden sorumluyuz 4. siniflar olarak. 22'ye degin acik olan okulun ferah studyolarinda, kendi masamizda, kendi cift ekranli masalarimizda, sinirsiz malzemeyle calisma imkanina sahibiz. simdilik 1/1000 ust kararlarindan sonra, 1/200 bolgesel planlamalara basliyoruz bu hafta. gelismelerle birlikte olacagiz.

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Mukogawa University-ilgili linkler


Mukogawa Universitesi ana kampusunde Mutevelli Heyeti ve Rektor ile tanisma
http://www.mukogawa-u.ac.jp/~arch/event/International/International.html

Bahcesehir Universitesi Mimarlik Bolumu 4. sinif ogrencilerinin mimari proje dersi sureci
http://www.mukogawa-u.ac.jp/~arch/education/concept/contents/educationRoomD03_0904_V.html

Mukogawa Universitesindeki yasamimizi bu web sitesinden takip edebilirsiniz..
http://www.mukogawa-u.ac.jp/~arch/index_EN.html

1 Temmuz 2009 Çarşamba

kısa notlar



Okul ve yurt Osaka'nın göbeğinde olmasa da 15-20 dakikalık yürüyüş mesafesinde tüm ihtiyaçlarımızı (gezip görme - alışveriş tutkusu - yeme içme) giderebildiğimiz noktalara varıyoruz.


Ve Japonya tam da şu fotoğraftaki imajın anlattığı gibi bi' yer. Güvenli. İhtiyatlı. Önceden planlı, canınızı banyo yaparken boyun ve üst bölgenizin ıslanmasını istemiyorsa bunun için bir öneri çoktan sunulmuş. Şu küçük detayı genele vurarak bütünü kavrayabilmek mümkün.